Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

UÇAK YOLCUSUNU BİLİNÇLENDİRMEK GEREK

Sivil Havacılık büyüyor. Filolardaki uçak adetleri de arttı. Tabii istihdamda. Adetsel artış göstermesine rağmen aynı kalan bir unsur var. O da bir takım tavır ve hareketlerini genelden kolaylıkla soyutlayamayacağımız yolcularımız. Ne havayolları, ne havalimanları yerleşime 100 km’ den uzak olmayacak diye konuşurken sektörün daha da büyüyeceği sinyalini veren siyasilerimiz başta olmak üzere hiç kimse uçak yolcularını bilinçlendirmek için kolunu kıpırdatmıyor.

KAZANÇ MI ÖNEMLİ, ONA ULAŞMAK İÇİN NELERDEN VAZGEÇİLDİĞİ Mİ?

Anlattıklarına razıyım diyebilirsin. Eh, davulun sesi uzaktan hoş gelir ya. Pilotluk sana cazip geldiyse hemen başvur. İlk mülakatta bir görevli T.C Nüfus kâğıdına bakıp “ Yabancı pasaportunuz varsa onunla müracaat et şartlar daha yumuşaktır, kabul edilmeniz garanti “ derse, eve gidip anneni ve babanı neden ben Türk doğdum diye sorgulama. Türkiye’mizde Türk’ün Türk’e rağbet etmediğini duymak muhteremleri üzmesin. Hoş bu işi sende anlamadın ya. Aynen eski kafalı olan bizler gibi.

THY TEKNİK & HABOM. HAMDİ BEYİN PUZZLE OYUNU

UÇAK BAKIM 850CK0002 SAYILI UÇAK BAKIM VE ÇEVRE DOKÜMANI Uçak Teknisyenliğini tariflerken “Uçak bakımında teknisyenin önemi unutulmamalıdır; Göz, kulak, beyin, duygusal stres, bedensel yorgunluk, dikkat, uyku, beslenme, solunum, öğrenme ve unutma gibi insanı insan yapan özellikleri de mutlak dikkate alınmalıdır.” diyor. İNSANI İNSAN YAPAN ÖZELLİKLER. Bu ne demek? Bize hayli yabancı bir terim. Umarım ki birileri bu dokümanın varlığını THY’ den ayrıldıktan sonra fark etmezler.

SEKTÖREL REKABET- OPERASYONEL GİDERLER, TAV- ÇELEBİ VE PEGASUS

Evet; PGS Çelebi’ den ayrılmaya kalkar. ( x ) Havayolu Havaş’ dan (+ ) indirim alır. Bunu gören ( y) şirketi de Çelebi’ den tekrar bir indirim isterken ( z ) havayolu hizmet aldığı kuruluştan bir şeyler kopartmıştır bu arada. Öyle veya böyle. Yukarıdakiler maliyeti kurtarmak veya kardan zarara daha fazla girmemek için kavgalaşırlar. Alışılageldiği gibi onlar kavgalaşırken ezilen hep altta çalışanlar olur. Ama bu bizim aile görünümümüzü zedelemez ( ? ) Nasıl bir aileysek ( ? )

BAŞ NEREYE GİDERSE AYAKLAR DA ORAYA GİDER - THY VE TGS

İş yerinde çalışanlar arasında mevcut düşmanlıklar daha da büyümesin. Büyürse ne mi olur? Grubun biri dağılır. Kuvvetli olan kalır. Bizden, sizden ayırımı da haliyle yok olur. Albino denen bir yılan türü var ya, hani aç kalınca kendini kuyruğundan yemeğe başlayan. Acıkınca yavrusunu yiyen timsahı da bilirsiniz. Dileriz ki gruplar kendi içlerinde birbirine düşmeden“ Şimdi sıra bizde “ düşüncesi sonlansın. Yoksa nasıl oldu anlamazsınız, bir gün bakarsınız ki sıra size gelmiş.

THY'NİN RAPOR ALAN PERSONELİ İŞTEN ÇIKARTMA HAZIRLIĞI

Brezilyalı Din Bilimci Leonardo Boff, Budistlerin Ruhani Lideri Dalai Lama’ya “ En İyi din hangisidir” diye sormuş. Beklentisi eski doğu dinleri veya Tibet Budizm’i vb. bir cevap alacağıymış. Lama ise bu suali “ En iyi din sizi Allaha en çok yaklaştırandır. Sizi daha iyi bir insan yapan, sizi, daha insaflı, daha sevgi dolu, daha az alıngan, daha dürüst, daha duygusal, daha merhametli, daha sorumlu ve de daha etik, olmaya yönelten din hangisi ise, en iyi din odur” şeklinde cevaplamış.

TÜRK HAVA YOLLARI ÖRNEĞİ VE ÇALIŞANLARIN RUH HALİ

THY çalışanları ne olacaklarını ne yapacaklarını bilmemekten yakınıyorlardı. İlerideki günlerin ne getireceğini göremiyor, kestirmiyorlardı. Güven noksanlığı en üst seviyeye tırmanmıştı. Şayet olumsuz düşünce ve duygular içerisindeyseniz hiç bir bilgi size iyi ya da doyurucu gelmeyecektir. Bu ruh halinin çalışanları ve dolayısı ile hizmeti menfi yönde etkileyeceği açıktı. Nitekim bir süre sonra hizmet aksaklıkları başladı. Uçuşlardaki gecikmeler tırmandı.

YAŞAMDA BİR OYUN SERGİLENİYOR. BİZLER SEYİRCİYİZ

Kimse bu yazıyı tek bir noktaya çekip yorumlamasın. Yazı tüm yaşamın motiflerinden bahsediyor. Yazı yaşamın değişik kesitlerinde diğer canlıları örseleyen, yıpratan insani ve belki de vicdani duygulardan arınmış “ Tüm sistem adamlarını” konu alıyor. Biz insanlar bu oyunun sergilendiği tiyatro eserindeki rolümüzün önemli olduğunu zannederiz. Bu bizim hüsnü kuruntumuz. Oysaki kimsenin size, bize baktığı yok. Çok basit bir görevimiz var. O da sahnedekileri düşünmeden alkışlamak.

KÖTÜ ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

İş Güvenliği Yasasına ters bir uygulamaya karşı çıkarsak, işten atılırız düşüncesi pire kavanozunun üzerinde olduğunu düşündüğümüz sanal bir kapak gibi. Gerekli tüm önlemleri alıp bunu takiben zıplarsak kafamızın hiç bir yere çarpmadığını görürüz. Eğer genç olsaydım böyle bir hareketin başını çekmekten kesinlikle kaçınmaz ve de bunu sektör çalışanlarına bir katkı olarak görürdüm. Sonuç alırmıydım? Evet veya hayır diyebilmek için de bunu bir kez denemek gerek.

İNSAN HİÇ BİR ŞEYİ SEVMEDEN ANLAYAMAZ

Yöneticilerimizin çoğundan şikâyetimizin, adil olmamalarından ve çalışanlar arasında ayırım yapmalarından kaynaklandığı malum. Çalışma esnasında hata yapan personeli doğruya götürmek için caba sarf etmek yerine hemen cezalandırma yoluna gitmeleri ve ceza takdirinde bile ayırım yapmaları çalışanı yöneticilerden uzaklaştıran nedenlerin başında geliyor. Yardımlaşma ve destek olma konusundaki eksiklikleri ise tuzu biberi. Gel de sev ve gel de anla onları.

MÜJDE: 2013 YILI ÇALIŞMA SAATLERİNİN UZUNLUĞUNDA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ

Hani bazı konular sizi sıkar. İç çeker durursunuz. Bir de bakarsınız ki, etrafınızda aynı sıkıntıyı çeken başkaları da var. İçinizdeki huzursuzluk az da olsa hafifler sanki. Sektörümüzdeki, hatta ülkemizdeki çalışma saatleri uygulaması işte böyle bir şey. Düzeltilmesi zor. Nedeni de ortada. Hizmet sektöründe en büyük tasarruf istihdam kısıtlaması ile sağlanır. Tensikattan doğan personel açığı ise mevcudun daha fazla çalıştırılması ile kapatılır. Sistem böyle çalışıyor.

ÇALIŞANI KURUMDAN KOPARTMA YÖNTEMLERİ

Kitapta İnsan Kaynakları ünitelerini bu konudaki üstün başarıları ve emsalsiz katkıları nedeni ile ayrı tutmuşlar. Bir de İnsan Kaynaklarının başı, şirketin tepelerinde yer bulmuş bir de söz sahibi olmuş ise, diğer ünitelerin yöneticilerine yalnız yol göstermekle de kalmaz, talimatla da yaptırabilir bu özel uygulamaları Nedenini bilmem Sn. Çanacık’ın dile getirdiği bu uygulamalar bana hiç yabancı gelmedi. Bir de siz bakın. Size neyi, kimi, kimleri hatırlatacak.

BU DEVİRDE YÖNETİCİ OLMAK DAHA MI KOLAY?

Evet, şimdi şirketinizde yönetici seviyesinin görevde ortalama kalış süresini düşünün. Ne kadar uzun değil mi? Bunun nedenlerini sizler daha iyi bilirsiniz. Bu gün kaç yaşındasınız? Şimdi, şirketinizde terfi ve yöneticiliğe yükselme süreci ile oranına bakın. Ve de şirketinizde yönetici seçimlerinde bizden veya sizden ayırımının ve torpilin kıstas olmadığını hayal edin. Bu güzel bir rüya değil mi? Eh bu durumda sıranın ne zaman size geleceğini hesaplayabilirsiniz?

BİR REORGANİZASYON DAHA YAPALIM

Reorganizasyonlar işin daha iyi ve sistemli ve rantabl bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacı ile yapılır. Tabii ki bu arada kurumun tasarruf etmesi de hedeflenir. En iyi tasarruf ise istihdamın azaltılması ile sağlanır. Çalışma sonucunda yöneticilerin sayısı, yeni unvana bağlı gelirleri artarken tensikata uğrayan üst yöneticilerin yanında çok düşük maaş alan alt zümre olur. Şirketin genel personel gideri ise fazlalaşır. Varsın olsun. Reorganizasyon yapılmıştır ya.

BİR HAYALİM VAR: MARTIN LUTHER KING

Evet; hani bazı insanlar vardır. Kendilerini sürekli Kaf dağında görürler. İşyerlerimizde de bu türler mevcut. Kimi patronun kimileri ise şirketteki diğer çok önemli kişilerin ( ? ) yakınlarıdır. Derler ya, bazı horozlar öttükleri için güneşin doğduğunu ve havanın karanlıktan sıyrıldığını zannederlermiş, işte o hesap. Onların ne zannettikleri, kendileri için nasıl düşündükleri bir tarafa, işyerlerimizde bu türler yüzünden güneşin doğmadığını hepimiz biliyoruz.

BALIK BAŞTAN KOKARMIŞ YA

İş yerlerinde merdivenin hep yukarı çıkış basamaklarında duran mutlu azınlığın yanında yer alan ve yalnız kuvvetli olanların hareket tarzını benimseyip onların yükselişlerine özenen birçok insan var.Bu mutlu azınlığı takip ederek aynı yoldan kazanılan sanal bir başarı sonrası zorunlu olarak merdivenden yalnız başına inerken, basamaklarda bulunan ve çıkışta fark edilmeyen irili ufaklı çakıl taşları bu kişilerin ayağını kaydıracak ve onları tökezletecektir.

ŞEYH UÇMAZ ONU MÜRİTLERİ UÇURUR

Yaşamın her kesitinde özellikle çalışma hayatında, işin devamlılığının birilerinin iki dudağı arasında olduğu işyerlerinde şeyhi / şeyhleri uçurmaya çalışan birçok mürit görmüşüzdür. Çoğu zaman bu insanlara gülmüş isek de genelde şeyhin bu müritleri ve benimsemesi ve onlara inanması nedeni ile büyük sıkıntılar yaşandığı da bir gerçek. Evet, bazı iş yerlerinde insanlar bu müritlerin dedikoduları ve geri zekâ ürünü espiyonlarıyla değerlendiriliyor. Yazık ki ne yazık.

KİMLERDENSİNİZ? BİZDEN Mİ? ONLARDAN MI? YOKSA BİRİLERİNE PARALELMİSİNİZ?

Hayal kurmanın sağlığa bir zararı yok. Bizde kuralım bari. Ak Parti seçimi kaybetti diyelim. İktidara gelenlerin bu karmakarışık istihdam labirentinden nasıl çıkabileceğini kurgulamak bile zor. Türkçesi, gelecek iktidarın iş yerlerinde mevcut bölünmüşlüğü artıracak uygulamalardan kaçınıp kaçınmayacağını ve şimdi top bizde diyerek insanları birbirine daha fazla kin ve kötü duygular besler hale getirip getirmeyeceğini merak ediyorum. Ya sizler, bunu hiç düşündünüz mü?

DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ KONUŞMASI & ÇALIŞANLARA HER GÜN DUYGULARINI SORUYORLAR

Dünyevi isteklerde sınır tanımaz bir hevesle gücüne güç katanların masum ve gariban işçilerin alın terlerini dikkate almayan bir çarkın parçası (……) Anlayıştan uzağız. Bir tarafta konforun alabildiğine sonsuz bir şekilde icra edildiği bir yaşam tarzı, diğer tarafta adeta çağdaş köle statüsünde (……) Dünyevi isteklerde sınır tanımaz bir hevesle gücüne güç katanların (……) İhtilaf varsa birbirimizin hukukunu ihlal ettiğimizdendir.

İŞSİZLİK BİTMEZ. İTİBAR UNVAN VE PARA DA, RÜŞVET İSE DOĞAL

Evet, bir gün gelecek, tüm ilerlemiş ülkelerde olduğu üzere, Türkiye’mizde de bu gün çağın peşinde tıknefes koşan iş yaşamının tüm kesitleri, sistemi salt işverenin menfaatlerine uygun çalıştırmanın bu noktadan sonra mümkün olmayacağını anlayacaklardır. Zamanı geriye götürmek imkânsız olduğuna göre, iş yerlerindeki tüm motifler bu tarzı anlamak zorunda kalacak ve çalışanların hak ve hukukuna saygı göstereceklerdir. Tabii ki patronlar da dâhil.

TOPRAĞIN ÜSTÜNDEKİ SOMALAR

Çelebi, Havaş ve TGS’ de yükleme, boşaltma işlerini yapanların bir nöbette omuzlarından kaç kg yük geçtiğine bir bakın. Haldeki taşıyıcılar bunun yarısı kadar yük atmıyorlar bir günde. Evet, bu işte kaza ihtimali az, ama sakatlık ve bu ihtimalini arttıran risk faktörleri çok fazla. Çalışanlar ya belinden sakat veya iskelet ve kas sistemleri kalıcı şekilde arızalı. Ülkemizde İnsanların çalışma şartlarının düzeltilmesi için bir facia sonucu grup halinde ölmeleri şart mı?

HER YER KARANLIK, PÜR-NÛR O MEVKÎ

Soma madeni patronunun beyanı“ kömürde ton maliyeti 140 USD olan kömürün maliyetini 24 USD’ ye düşürdük, dünya bize şaşırıyor.“ şeklindeydi. Evet; bu söz aklıma, sektörümüzün bir şirketinin patronunun yaptığı görüşmede kendisine maliyetlerinin pahalı olduğunu ifade eden bir Havayolunun Yönetim Kurulu Başkanına “Siz hizmeti bizim kadar ucuza mal edemezsiniz, size iki kişi göndereyim de maliyetlerinizi düşürme çalışması yapsınlar.”deyişini getirdi.

MÜŞTERİ HER ZAMAN HAKLI DEĞİL

Evet; arkadaşım naklettiği gibi davranarak çok doğru yapmıştı ve bu olay müşteriye haklıymış gibi davranırken, gerek şikâyetin tepeden aşağı inmesinden ve gerekse mektubun altında yer alan imza ve unvandan ötürü telaşa kapılıp çalışan insanları kırıp dökmemek ve onları üzmemek gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştı bana. Müşteri, o andaki hükümetin ortağı olan bir partinin saygın bir mensubu olsa bile. Ve de müşteri şikâyeti direk patrondan aşağı inse bile.

BEN OLSAM BU YAZIYI OKUMAM

Bazı şirketlerimizde eğitim faaliyetleri göstermelik. Oysaki çalışanların bilgi seviyesinin yükseltilmesi şirketlerin de görevi. Uçucu personel ve teknisyenler dışındakilerin eksiksiz bir şekilde eğitildiklerini söyleyebilir miyiz? Şirketlerce verilen eğitimin denetimi uluslararası kuruluşlarca yapılan iş grupları için bu konuda aksaklık herhalde yoktur. Hayati fonksiyonlarını dikkate alırsak teknisyenler için de durumun aynı olmasının gerektiği açık.

TEBRİKLER: GENÇLERİ BU SEKTÖRDEN SOĞUTMAYI DA BAŞARDINIZ

Sivil Havacılık Sektörü çok düzenli ve sistemli bir şekilde yönetilmesi şart olan bir sistem. Gerek pilotun gerekse teknisyenin ve uçağa hizmet götüren tüm diğer çalışanların kendilerini yalnız işine verebilmelerinin gerekli olduğu bir çalışma düzeni. Düşününce insanın aklına saat gibi tıkır tıkır işleyen bir yapı geliyor değil mi? İyi de ( Y ) kuşağının gençleri neden sektörümüzde çalışmak istemiyor? Bilen var mı? Bloomberg Businessweek anketinin sonucu yazıda.